• Eğitim sadece okula gitmek ve bir derece kazanmakla ilgili değildir. Bilginizi genişletmek ve yaşam hakkındaki gerçeği almakla ilgilidir. – Shakuntala Devi

Şuarâ Suresi Anlamı Meali Tefsiri

Kemal Ayhan

Administrator
Yönetici
Şuarâ Suresi

Hakkında​

Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir. Sûre de başlıca Mûsâ, İbrahim, Nûh, Hûd,Salih ve Şu’ayb peygamberlerin kıssaları dile getirilmekte; müşriklerin, Kur’an’ın vahiy dışı bir kaynağa dayalı olduğu iddialarına karşılık, onun bir vahiy eseri olduğu vurgulanmakta, söz konusu kaynakların Kur’an üzerinde hiçbir etkisinin bulunamayacağı ifade edilmektedir.

Nuzül​


Mushaftaki sıralamada yirmi altıncı, iniş sırasına göre kırk yedinci sûredir. Vâkıa sûresinden sonra, Neml sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 197. âyeti ile son dört âyetinin (224-227) Medine döneminde indiğine dair rivayetler de vardır (Süyûtî, el-İtkān, I, 12; İbn Âşûr, XIX, 89-90).

Konusu​


Ağırlıklı olarak Allah’ın birliği, peygamberlik, vahiy ve âhiret inancı gibi konular ele alınmaktadır. Ayrıca Kur’an-ı Kerîm’den, onun kaynağından, şanının yüceliğinden ve müşriklerin Kur’an karşısındaki tutumundan bahsedilmekte, örnek ve ibret alınması için bazı peygamberlerin kıssaları ve tebliğlerinden kesitler verilmektedir. Bu kıssalarda tarih sürecinde insan karakterinin değişmediğine, bu sebeple insanda gerçeği inkâr etme eğiliminin her dönemde görülebileceğine, insanoğlunun zenginlik, iktidar, nüfuz ve şöhret düşkünlüğüne, kitlesel kültür ve ideolojilere körü körüne bağlılığına dikkat çekilmektedir. Kur’an’ın bir şair tarafından meydana getirildiği iddiaları çürütülmekte; gerçeği kabul etmeyen dönemin şairleri yerilmekte, ancak mümin ve makbul şairlerin de bulunduğu ifade edilmektedir.

Fazileti​

 
Şuarâ Suresi - 126 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَطٖيعُونِۚ
    ﴿١٢٦﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾126﴿
Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 127 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • وَمَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍۚ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلٰى رَبِّ الْعَالَمٖينَؕ
    ﴿١٢٧﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾127﴿
Bunun için sizden bir karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız âlemlerin rabbine aittir.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Bunun için sizden bir karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız âlemlerin rabbine aittir.
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 128-135 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • اَتَبْنُونَ بِكُلِّ رٖيعٍ اٰيَةً تَعْبَثُونَۙ
    ﴿١٢٨﴾
  • وَتَتَّخِذُونَ مَصَانِـعَ لَعَلَّكُمْ تَخْلُدُونَۚ
    ﴿١٢٩﴾
  • وَاِذَا بَطَشْتُمْ بَطَشْتُمْ جَبَّارٖينَۚ
    ﴿١٣٠﴾
  • فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَطٖيعُونِۚ
    ﴿١٣١﴾
  • وَاتَّقُوا الَّـذٖٓي اَمَدَّكُمْ بِمَا تَعْلَمُونَۚ
    ﴿١٣٢﴾
  • اَمَدَّكُمْ بِاَنْعَامٍ وَبَنٖينَۙ
    ﴿١٣٣﴾
  • وَجَنَّاتٍ وَعُيُونٍۚ
    ﴿١٣٤﴾
  • اِنّٖٓي اَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ عَظٖيمٍؕ
    ﴿١٣٥﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾128﴿
Siz boş şeylerle uğraşarak her yüksek yere bir anıt mı dikersiniz?

﴾129﴿
Temelli kalacağınızı umarak mı büyük konaklar yaparsınız?

﴾130﴿
Gücünüzü hep zalim zorbalar gibi mi kullanırsınız?

﴾131﴿
Artık Allah’tan korkun ve bana itaat edin.

﴾132-134﴿
Bildiğiniz şeyleri size veren, size sürüler, oğullar, bağlar, pınarlar ihsan eden Allah’a karşı gelmekten sakının.

﴾135﴿
Doğrusu sizin hakkınızda büyük bir günün azabından korkuyorum.”

Tefsir (Kur'an Yolu)​


“Yüksek yer” diye çevirdiğimiz rî‘ kelimesi “yol” mânasına da geldiği için 128. âyeti “Siz boş şeylerle uğraşarak her yol üstüne bir anıt mı dikersiniz?” şeklinde tercüme etmek mümkündür. Hz. Hûd, kavminin âhiret hayatını unutup tamamen dünya hayatı ve zevklerine yöneldiklerini, Allah’a ortak koşarak O’na ibadeti terkettiklerini görünce böyle bir uyarıda bulundu. Çünkü güçlü ve zengin olan kavmi daha önce din ve ahlâk kurallarına uygun olarak doğru yolda yürürken bilâhare güçlerine ve servetlerine güvenerek Allah’ı, peygamberi ve Allah’ın gönderdiği dini tanımaz duruma gelmişlerdi. Kur’an’ın verdiği bilgiye göre bunlar (Yemen’de İrem adında) bir şehir kurmuş, müreffeh bir şekilde yaşıyorlardı. Muhteşem sarayları, kaleleri, bağları, bahçeleri vardı (krş. Fecr 89/6-8). Tefsirlerde bildirildiğine göre bunlar, çöllerde yolcuların yollarını yitirmemeleri için yol kenarlarına, özellikle tepelere güvercin kaleleri, kuleler, âbideler ve alâmetler dikmişlerdi; su biriken yerlerde ise sarnıçlar yapılmıştı; kışın yağmur suları bu sarnıçlarda biriktirilir, yazın ihtiyaç anında kullanılırdı. Özellikle çölde susuz kalan yolcular bu sarnıçlardan yararlanırlardı. İşlek yollardan gelip geçenlerle oyalanıp eğlenmek için hâkim noktalara binalar yaptıkları da zikredilmiştir (İbn Âşûr, XIX, 165-168). Kısacası Âd kavmi güçlü ve müreffeh bir toplum haline gelmişti; yeryüzünde kendilerinden daha güçlü kimsenin bulunmadığı kanaatinde idiler (bk. Fussılet 41/15). 130. âyet onların gerçekten güçlü olduklarına işaret etmektedir.

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 163
 
Şuarâ Suresi - 136-140 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • قَالُوا سَوَٓاءٌ عَلَيْنَٓا اَوَعَظْتَ اَمْ لَمْ تَكُنْ مِنَ الْوَاعِظٖينَۙ
    ﴿١٣٦﴾
  • اِنْ هٰذَٓا اِلَّا خُلُقُ الْاَوَّلٖينَۙ
    ﴿١٣٧﴾
  • وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبٖينَۚ
    ﴿١٣٨﴾
  • فَكَذَّبُوهُ فَاَهْلَكْنَاهُمْؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَةًؕ وَمَا كَانَ اَكْثَرُهُمْ مُؤْمِنٖينَ
    ﴿١٣٩﴾
  • وَاِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزٖيزُ الرَّحٖيمُࣖ
    ﴿١٤٠﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾136﴿
Şöyle cevap verdiler: “Sen öğüt versen de vermesen de bizce birdir.”

﴾137﴿
“Bu, öncekilerin tuttuğu yoldan başkası değildir.

﴾138﴿
Bu yüzden azaba uğratılacak da değiliz.”

﴾139﴿
Böylece onu yalancılıkla suçladılar; biz de onları helâk ettik. Doğrusu bu anlatılanlarda büyük bir ibret vardır ama çokları inanmazlar.

﴾140﴿
Şüphesiz rabbin, işte O, mutlak güç ve engin merhamet sahibidir.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Müşrikler Hûd aleyhisselâmın uyarılarına kulak vermediler; öğüt vermesiyle vermemesi arasında bir fark bulunmadığını kendisine ifade ettiler. Müfessirler 137. âyette “yol” anlamında tercüme ettiğimiz huluk kelimesindeki kıraat farkını da dikkate alarak âyetten kastedilenin ne olduğu hakkında farklı yorumlarda bulunmuşlardır: a) Şu yaptıklarımız veya sahip olduğumuz din, ilk atalarımızdan beri sürüp gelen bir gelenektir, bundan dolayı herhangi bir ceza görmeyiz. Sen bizi atalarımızın tapmış olduğu tanrılardan uzaklaştırmak istiyorsun, bunu kabul etmeyiz. b) Senin iddia ettiğin peygamberlik, getirdiğin şu din ve “İnsanlar öldükten sonra yeniden diriltilecek” şeklindeki iddian, geçmişlerin yalan ve uydurmalarıdır. c) Bizim hayatımız öncekilerin hayatı gibidir, yaşarız, ölürüz. Öncekiler nasıl öldüler bir daha dirilmedilerse biz de yaşayıp öleceğiz, bir daha dirilmeyeceğiz (krş. Taberî, XIX, 97-98; İbn Âşûr, XIX, 172-174; Âd kavmi hakkında bilgi için bk. A‘râf 7/65; Hûd 11/50).

Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 141-142 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • كَذَّبَتْ ثَمُودُ الْمُرْسَلٖينَۚ
    ﴿١٤١﴾
  • اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ صَالِحٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ
    ﴿١٤٢﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾141﴿
Semûd kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladı.

﴾142﴿
Kardeşleri Sâlih onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Semûd kavmi, soyu kesilmiş eski bir Arap kabilesi olup Suriye ile Hicaz arasında bulunan Hicr’de yaşamıştır (bk. İbn Âşûr, VIII/2, 215-216). Hz. Sâlih bu kabileye Allah’ın dinini tebliğ etmek üzere gönderilmiş bir peygamberdir. Kıssası Kur’an’da birçok yerde anlatılmış olup her geçtiği yerde kıssanın farklı yönleri ön plana çıkarılmıştır. Burada insanların güç ve servetine güvenerek şımarmalarının doğru olmadığı, dünya hayatının geçici olduğu ve âhirette hesaba çekilecekleri vurgulanmıştır.

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 165
 
Şuarâ Suresi - 143 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • اِنّٖي لَكُمْ رَسُولٌ اَمٖينٌۙ
    ﴿١٤٣﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾143﴿
Bakınız, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Bakınız, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 144 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَطٖيعُونِۚ
    ﴿١٤٤﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾144﴿
Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 145 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • وَمَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍۚ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلٰى رَبِّ الْعَالَمٖينَؕ
    ﴿١٤٥﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾145﴿
Bunun için sizden bir karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız âlemlerin rabbine aittir.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Bunun için sizden bir karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız âlemlerin rabbine aittir.
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 146-150 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • اَتُتْرَكُونَ فٖي مَا هٰهُنَٓا اٰمِنٖينَۙ
    ﴿١٤٦﴾
  • فٖي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۙ
    ﴿١٤٧﴾
  • وَزُرُوعٍ وَنَخْلٍ طَلْعُهَا هَضٖيمٌۚ
    ﴿١٤٨﴾
  • وَتَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتاً فَارِهٖينَۚ
    ﴿١٤٩﴾
  • فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَطٖيعُونِۚ
    ﴿١٥٠﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾146-149﴿
Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde; ekinlerin, meyveleri uç vermiş hurma ağaçlarının arasında güven içinde bırakılacağınızı ve dağlardan ustaca evler oyup yapmaya devam edebileceğinizi mi sanıyorsunuz?

﴾150﴿
Artık Allah’tan korkun ve bana itaat edin.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Hz. Sâlih inkârcı kavmine Allah’ın kendilerine verdiği nimetleri hatırlatarak bu nimetlere şükretmek, Allah’a karşı gelmekten sakınmak, O’nun emir ve yasaklarına itaat etmek, haddi aşıp yeryüzünde fesad çıkaranların peşinden gitmemek gerektiğine ve bu nimetleriyle birlikte dünyanın ebedî olmadığına dikkat çekerek uyarıda bulunmaktadır.
“Ustaca” diye çevirdiğimiz 149. âyetteki fârihîn kelimesi, “şımararak” anlamına gelen ferihîn şeklinde de okunmuştur (Şevkânî, IV, 108). Buna göre âyetin meâli “Şımararak dağlardan evler oyup yapmaya devam edebileceğinizi mi sanıyorsunuz?” şeklinde olur. Birinci anlama göre âyet Semûd kavminin dağlardaki kayaları ustaca yontarak ve oyarak sağlam evler yapmış olduklarını, ikinci anlama göre ise zengin, güçlü ve kuvvetli oldukları için dağları ve kayaları rahatlıkla oyarak ve yontarak evler yaptıklarını, bundan dolayı da şımardıklarını ifade eder (bilgi için bk. A‘râf 7/74).

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 166
 
Şuarâ Suresi - 151 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • وَلَا تُطٖيعُٓوا اَمْرَ الْمُسْرِفٖينَۙ
    ﴿١٥١﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾151-152﴿
Yeryüzünde düzeni bozan ama düzeltmeye yanaşmayan aşırıların istediklerini yapmayın.”

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Yeryüzünde düzeni bozan ama düzeltmeye yanaşmayan aşırıların istediklerini yapmayın.”
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 152 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • اَلَّذٖينَ يُفْسِدُونَ فِي الْاَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ
    ﴿١٥٢﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾152﴿
Yeryüzünde düzeni bozan ama düzeltmeye yanaşmayan aşırıların istediklerini yapmayın."

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Yeryüzünde düzeni bozan ama düzeltmeye yanaşmayan aşırıların istediklerini yapmayın.”
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 153 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • قَالُٓوا اِنَّـمَٓا اَنْتَ مِنَ الْمُسَحَّرٖينَۚ
    ﴿١٥٣﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾153﴿
Dediler ki: “Kuşkusuz sen, kendisine büyü yapılmış birisin!

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Dediler ki: “Kuşkusuz sen, kendisine büyü yapılmış birisin!
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 154 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • مَٓا اَنْتَ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَاۚ فَأْتِ بِاٰيَةٍ اِنْ كُنْتَ مِنَ الصَّادِقٖينَ
    ﴿١٥٤﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾154﴿
Sen de yalnızca bizim gibi bir insansın. Eğer doğru sözlü isen, haydi bize bir mûcize getir.”

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Sen de yalnızca bizim gibi bir insansın. Eğer doğru sözlü isen, haydi bize bir mûcize getir.”
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 155-159 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • قَالَ هٰذِهٖ نَاقَةٌ لَهَا شِرْبٌ وَلَكُمْ شِرْبُ يَوْمٍ مَعْلُومٍۚ
    ﴿١٥٥﴾
  • وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُٓوءٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابُ يَوْمٍ عَظٖيمٍ
    ﴿١٥٦﴾
  • فَعَقَرُوهَا فَاَصْبَحُوا نَادِمٖينَۙ
    ﴿١٥٧﴾
  • فَاَخَذَهُمُ الْعَذَابُؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَةًؕ وَمَا كَانَ اَكْثَرُهُمْ مُؤْمِنٖينَ
    ﴿١٥٨﴾
  • وَاِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزٖيزُ الرَّحٖيمُࣖ
    ﴿١٥٩﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾155-156﴿
Sâlih, “İşte (mûcize) bu dişi devedir; onun bir su içme hakkı vardır, belli bir günün içme hakkı da sizindir; sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa büyük bir günün azabı yakanıza yapışır” dedi.

﴾157-158﴿
Buna rağmen onlar deveyi kestiler, ama yaptıklarına pişman oldular; çünkü onları azap yakaladı. Doğrusu bunda büyük bir ders vardır ama çokları iman etmezler.

﴾159﴿
Şüphesiz rabbin, işte O, mutlak güç ve engin merhamet sahibidir.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Bozguncuların mûcize istemeleri üzerine Sâlih, mûcize olarak deveyi gösterdi. Bu mûcize ile Semûd kavminin bu hayvana karşı nasıl davranacağı Allah tarafından sınanıyordu. Suyu dönüşümlü olarak kullanacaklardı, yani bir gün Sâlih’in devesi içecekti, bir gün de Semûd halkı ihtiyacı olan suyu alacaktı veya geleneğe bağlı olarak halkın su ihtiyacı için ayrılmış olan günde halk suyunu alacak, develerin su içmesi için ayrılmış günde ise deve diğerleriyle birlikte su içecekti. Sâlih’in, bu deveye herhangi bir kötülük yapmamaları hususunda halkını uyarmasına rağmen onu hunharca öldürdüler. Aslında deve bir imtihan aracı idi, maksat onların ilâhî buyruklara itaat hususundaki niyet ve kararlılıklarını denemekti. Ne var ki onlar bu sınavı kaybettiler (Semûd kavmi ve Sâlih peygamber hakkında bilgi için bk. A‘râf 7/73-79; Hûd 61-62 vd.).

Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 160-166 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍۨ الْمُرْسَلٖينَۚ
    ﴿١٦٠﴾
  • اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ لُوطٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ
    ﴿١٦١﴾
  • اِنّٖي لَكُمْ رَسُولٌ اَمٖينٌۙ
    ﴿١٦٢﴾
  • فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَطٖيعُونِۚ
    ﴿١٦٣﴾
  • وَمَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍۚ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلٰى رَبِّ الْعَالَمٖينَؕ
    ﴿١٦٤﴾
  • اَتَأْتُونَ الذُّكْرَانَ مِنَ الْعَالَمٖينَۙ
    ﴿١٦٥﴾
  • وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمْ رَبُّكُمْ مِنْ اَزْوَاجِكُمْؕ بَلْ اَنْتُمْ قَوْمٌ عَادُونَ
    ﴿١٦٦﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾160﴿
Lût kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladı.

﴾161﴿
Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?

﴾162﴿
Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

﴾163﴿
Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

﴾164﴿
Bunun için sizden karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız âlemlerin rabbine aittir.

﴾165-166﴿
Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da insanlar arasından erkeklerle mi beraber oluyorsunuz? Doğrusu siz haddini aşan bir kavimsiniz!”

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Lût aleyhisselâm, Hz. İbrâhim’in kardeşi Haran’ın oğludur. İbrâhim aleyhisselâm ile birlikte Irak’tan ayrılıp Filistin’e gitmiş, daha sonra da Ölüdeniz (Lût gölü) kıyısında yaşayan inkârcılık ve sapık ilişkiler (homoseksüellik) içinde bulunan Sodom ve Gomore halkını ıslah etmekle görevlendirilmiş bir peygamberdir (bk. A‘râf 7/80).

Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 167 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • قَالُوا لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ۬ يَا لُوطُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمُخْرَجٖينَ
    ﴿١٦٧﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾167﴿
“Ey Lût!” dediler, “Bu tutumundan vazgeçmezsen iyi bil ki sen de kovulacaksın!”

Tefsir (Kur'an Yolu)​


“Ey Lût!” dediler, “Bu tutumundan vazgeçmezsen iyi bil ki sen de kovulacaksın!”
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 168 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • قَالَ اِنّٖي لِعَمَلِكُمْ مِنَ الْقَالٖينَؕ
    ﴿١٦٨﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾168﴿
Lût, “Doğrusu ben bu yaptığınızdan dolayı sizden nefret ediyorum” dedi.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Lût, “Doğrusu ben bu yaptığınızdan dolayı sizden nefret ediyorum” dedi.
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 169 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • رَبِّ نَجِّنٖي وَاَهْلٖي مِمَّا يَعْمَلُونَ
    ﴿١٦٩﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾169﴿
“Rabbim! Beni ve ailemi, bunların yapmakta olduklarının vebalinden kurtar” diye dua etti.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


“Rabbim! Beni ve ailemi, bunların yapmakta olduklarının vebalinden kurtar” diye dua etti.
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 170 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • فَنَجَّيْنَاهُ وَاَهْلَـهُٓ اَجْمَعٖينَۙ
    ﴿١٧٠﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾170-171﴿
Bunun üzerine geride kalanlar arasındaki yaşlı kadın müstesna, onu ve bütün ailesini kurtardık.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Bunun üzerine geride kalanlar arasındaki yaşlı kadın müstesna, onu ve bütün ailesini kurtardık.
Kaynak :
 
Şuarâ Suresi - 171-173 . Ayet Tefsiri

Ayet​


  • اِلَّا عَجُوزاً فِي الْغَابِرٖينَۚ
    ﴿١٧١﴾
  • ثُمَّ دَمَّرْنَا الْاٰخَرٖينَۚ
    ﴿١٧٢﴾
  • وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَراًۚ فَسَٓاءَ مَطَرُ الْمُنْذَرٖينَ
    ﴿١٧٣﴾

Meal (Kur'an Yolu)​


﴾172﴿
Sonra diğerlerini helâk ettik.

﴾173﴿
Üzerlerine de görülmemiş bir yağmur yağdırdık, sonunda önceden uyarılmış olanların yağmuru korkunç oldu.

Tefsir (Kur'an Yolu)​


Burada yaşlı kadından maksat Hz. Lût’un eşidir (bk. Tahrîm 66/10). Rivayete göre bu kadın iman etmemişti. Kocasının, misafirleri halktan gizli olarak evine davet etmesinden rahatsız olduğu veya bazı işaretlerle onları halka haber verdiği için Lût kavmi ile birlikte o da helâk oldu. Hûd sûresinin 82. âyetinde bildirildiğine göre ceza olarak bu kavmin üzerine taş yağdırılmıştır. 173. âyette yağdırıldığı bildirilen yağmurdan maksadın da bu taş yağmuru olması muhtemeldir. Böylece Lût kavmi inançsızlık ve ahlâksızlığının cezasını çekerek tarih sahnesinden silinip gitmiştir (Lût ve kavmi hakkında bilgi için bk. A‘râf 7/80-84; Hûd 11/77-83).

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 168
 
Geri
Üst