• Eğitim sadece okula gitmek ve bir derece kazanmakla ilgili değildir. Bilginizi genişletmek ve yaşam hakkındaki gerçeği almakla ilgilidir. – Shakuntala Devi

Maria Treben Kitap İçeriği Tanrının eczanesi kitabı içerik bilgileri nelerdir?

Mandıra Filozofu

Moderator
Yönetici
Maria Treben Kitap İçeriği Tanrının eczanesi kitabı içerik bilgileri nelerdir?
E Kitap Olrak veya içerik hakkında bilgi varmıdır.
Şifalı bitkiler nelerdir nasıl kullanılır. göz rahatsızlığına iyi gelen kırlangıç otu faydaları nelerdir. nasıl kullanılır
 
ADAÇAYI (Salvia officinalis)



Adaçayı bahçelerde yetiştirilir.30 ile 70 santim kadar büyür. Mor renkli çiçekleri,hafif tüylü parıltılı yaprakları vardır. Biraz acımsı, aromatik bir koku salar. Bahçenizingüneşli ama korunaklı bir yerinde olmalıdır. Donmaya müsait olduğu için, ben adaçayınıkışın çam yaprakları ile örtüyorum.



Yabanî adaçayı



(Salvia pratensis) da çayır, otlak ve fundalıklarda yetişir.Kokutulan daha da güzeldir. Bu cinsin çiçekleri gargara için toplanır veya uzun sürenyatak hastalıklarında, insanı ovarak canlandıran bir

adaçayı sirkesi



hazırlanır: Biravuç dolusu çiçek, tabiî sirke içerisine konup dinlendirilir. Yaprakları çiçeklenmedenönce mayıs ve haziran aylarında, gün ortasında güneşin en sıcak olduğu zamanlardatoplanmalıdır çünkü bitkinin etkin yağları güneş ışığında tam olarak gelişir. Yapraklargölgede kurutulmalıdır.



Ben size bahçede yetişen ve tıbbî özellikleri yabanisinden çok daha kuvvetli olanadaçayından söz etmek istiyorum. Eskiler adaçayının şifasını bilirlerdi ve çokkullanırlardı. 1300 yıllarında yazılmış şu dizelere bakın: "Neden ölsün ki, bahçesinde Adaçayı yetişen insan.” Salvia ismi Latincede iyileştirmek anlamına gelen “salvare”

kelimesinden gelmektedir. Eski

bir şifalı bitkiler kitabında ondan övgüyle söz edilir: “Hz.Meryem kucağında İsa ile Heroť'un askerlerinden kaçarken, tarladaki tüm çiçeklereonları gizlerler mi, diye sorulmuştu ama sadece adaçayı onlara korunak oldu. Askerleronları bulamadan gidince de Hz. Meryem adaçayına şifa ve kuvvet bahşederek,'Bundan böyle ebediyete kadar beni ölümden kurtardığın gibi insanları da kurtar. Sanainsanları iyileştirecek kuvvet ve kudreti veriyorum, demiş." O zamandan beri adaçayı davazifesini görüyor.


!'
 
ALTINBAŞAK (Solidago virga
-aurea)
Diğer adları: Ölmez çiçek

Bu bitki orman kenarlarında, su çukurlarında ve ağaçlan kesilmiş ormanlıklardayetişir. Sapı seksen santime kadar ulaşır ve tepesinde, birçok dal budak hâlinde sarı,yıldız şeklinde çiçekler çıkarır. Çiçekler, haziran ayından kasım ayına kadar toplanır ve
bağırsak kanamaları

ve hastalıklarında kullanılır. Ayrıca, en faydalı olduğu taraf
böbrek hastalıklarıdır
.
Altın başağın çiçek ve yapraklarının serinletici etkisi olduğundan ve su sökücüolduğundan tüm
böbrek ve mesane rahatsızlıklarına

iyi gelir. Şifalı b
itki doktoru
rahipKuenzle

yazılarında, 45 yaşlarında ağır böbrek rahatsızlığı olan bir erkeğin, gittikçekötüleşen durumda tek böbreğini aldıklarını yazıyor. Ancak, ikinci böbrek de hastalanıpdoğru dürüst çalışmamaya başlıyor. Bu adamı, on dört gün yaptığı Altınbaşak çay kürü
kurt
arıyor. Altınbaşak, yoğurt otu ve sarı ballıbaba bitkilerinden aynı miktardakarıştırarak bir çay karışımı hazırlıyor ve
gün

boyu, yudum yudum on beş dakikada biriçmek şartıyla
dört fincanı

bitiriyor. On dört gün içinde de iyileşiveriyor.


Altınbaşak, yoğurt otu ve sarı veya beyaz ballıbaba karışımı
, diyaliz
 
ASLANPENÇESİ (Alchemilla vulgaris)Diğer adları: Domuz ağırşağı, Arslan ayağı, fındık otu, şahten,sehduranAslanpençesi, orman ve yol kenarlarında, nemli çayırlarda, yüksek yerdekidağlık arazilerde, bayırlarda yetişir. Bitkinin yarım daireyi andıran yedi veya dokuzdilimden meydana gelmiş yaprakları, uzun olmayan sağlam bir sap üzerinde bulunur.Sanlı, yeşilli çiçekleri Nisan'dan Haziran ayına kadar açar ve sıklıkla sonraları dagörülür. Aslanpençesi'nin yaprakları bazen yerde yatar gibi durur ve sabah ortasındainci gibi parlayan çiğ tanesi görülür. Bin metrenin üzerindeki yüksekliklerde ise gümüşrenkli Aslanpençesi (Alchemilla alpine) taşlık ve hatta kireçli kayalıklarda da yetişir; halkarasında bu bitkiye Gümüş Yeleli Aslanpençesi de denir. Her ikisi de, çiçeklenme19zamanında bütün olarak toplanır. Sonraları ise sadece yaprakları toplanır ve tavanarasında kurumaya bırakılır. Bitkinin en çok kadınlara faydası vardır. Eski çağlardanberi Hz. Meryem ile ilişkilendirilir.Aybaşı rahatsızlıkları, "beyazlar", menopoz dönemindeki kesilme zorlukları gibitüm kadın hastalıklarına faydalıdır ama civanperçemi ile beraber kullanılırsa, buluğçağında aybaşlarının düzenli olmasını sağlar. Genç kızların, doktor müdahalesinerağmen düzelmeyen bitme, gecikme ve devamsızlık rahatsızlıklarını da (ayrı ölçüdekarıştırılmış) civanperçemi ve aslanpençesi çayı ile düzeltebilirsiniz. Aslanpençesininetkisi sıkıştırıcıdır ve hızlı iyileşme sağlar; aynı zamanda iyi bir kalp kuvvetlendiricisidirve idrar söktürür. Cerahatli, ateşli yaralar ve ihmal edilmiş berelerde kullanılır. Dişçektirdikten sonra aslanpençesi çayı ile sık sık ağzınızı çalkalarsanız, yaranız birincigününde kapanır. Eklem ve kas zafiyetini, kansızlığı düzeltir.Aslanpençesi, düşük ve erken doğum yapmaya meyilli kadınlarda rahimi vecenini güçlendirir, doğum zedelenmelerinde en büyük yardımcıdır. Burahatsızlıklardan mustarip kadınlar üçüncü aydan itibaren aslanpençesi çayıiçmelidirler. Her türlü kadın hastalığını iyileştirir ve çobançantası ile birlikte kullanılırsa,kasık çatlağı, fıtık ve rahim düşüklüğüne bile çok faydalıdır. Bu son saydığımrahatsızlıklar için günde dört fincan aslanpençesi çayı içilir. Bitki, mümkün olduğu kadartaze toplanıp hazırlanmalı ve gün boyunca yudum yudum içilmelidir. Ayrıca, hasta yerlerde çobançantası hülasası ile ovulmalıdır (çoban-çantası için “kullanım"a bkz.); rahimdüşüklüğünde yine çobançantası hülasası kullanılır, bu defa aşağıdan yukarıya doğruovalamalı ve ek olarak haftada üç kez civanperçemi (100 gr) ile yarım banyoyapılmalıdır. Banyo suyu dökülmeden iki defa daha kullanılır, ancak ısıtılmalıdır.20Atalarımız bu bitkiyi yaralar için kullanırlar, fıtık ve sarayı bu bitki ile içten ve dıştantedavi ederlerdi. Çok eski bir şifalı bitki kitabı şöyle yazıyor: “İster ihtiyar ister genç birkişi, neresi kırılsa iki avuç dolusu aslanpençesini, bir yumurta katılaşana kadarkaynatsın ve içsin.” Bugün halk hekimliğinde bu bitki yine eski yerini bulmuştur. İsviçrelirahip Kuenzle bu bitkinin yararlarını şöyle vurgular: “Kadınlar bu bitkiyi vaktinde vedevamlı kullanmış obalardı, ameliyatların üçte ikisi gereksiz olurdu çünkü bu bitki kasıkbölgesindeki enfeksiyonu, ateşi, yanmayı, cerahat toplanması, ülserleri ve fıtığıiyileştirir." Her lohusa kadın bu çaydan çokça içmelidir; bu çayı biliyor olsalardı bazıçocukların hâlâ bir annesi, bazı dul erkeklerin hâlâ bir karısı olabilirdi. Aslanpençesi,ufalanıp ezilerek üstten sürüldüğünde yaraları, böcek sokmalarını ve kesikleri deiyileştirir. İyi beslendiği hâlde bir türlü kasları güçlenmeyen çocuklar bu çayı devamlıiçerlerse, adaleleri toplanıp sertleşir.Yüksek dağlarda yetişen aslanpençesinin yapraklarının altı gümüş gibi parlar. Bucins, şişmanlığa karşı çok faydalıdır. Günde iki veya üç fincan içilmelidir. Uykusuzluğada faydalıdır; şeker hastaları bundan sık sık içerlerse çok yararlanırlar. Zayıf çocuklarınbanyolarına gümüş yeleli cinsten bulup 200 gr koyarsanız, kısa zamanda gözle görülürbir şekilde sağlık kazanırlar. (“Banyo” hk. genel bilgilere bkz.)Aslanpençesi, çobançantası ile birlikte kullanıldığında (Çobançantası maddesindehepsi anlatılmıştır) kas yetmezliği ve kaslarla ilgili şifa bulmayan tüm hastalıklarıgeçirir. Multiple sklerozda da bu bitkiden faydalanılır.Burgenland (Avusturya) sakinleri bana, aslanpençesi çayı içirip, dışarıdan kalpbölgesini yıkamak suretiyle kalp kası rahatsızlıklarında belirgin bir rahatlamasağladıklarını anlattılar.KULLANIMÇay: 1/4 litre kaynar su, bir dolu tatlı kaşığı ot üstüne dökülür ve kisa süredemlenir.Pansuman: Taze otları biraz yıkanır, tahta üzerinde oklava ile ezilir ve rahatsız olanbölgeye uygulanır.Banyo: Tam banyo için 200 gr kuru ot veya iki üç avuç dolusu taze bitki,geceden bir kova soğuk suya bastırılır ve ertesi sabah ısıtılarak banyosuyunun içine dökülür. (bkz. “Banyo" hk. Genel bilgiler)
 
AYISARIMSAĞI (Allium ursinum)Halk dilinde: Orman sarımsağı, cadı soğanı.Her ilkbahar bize, yeni ümitler ve sıcaklık getirir. Neşeyi hissederiz vedüşüncelerimiz kanat takmış gibi olur; kuşların ötüşmelerine, ilk gördüğümüz yeşillikleresevinir ve Tanrı'nın lütuflarına, hediyelerine şükrederiz. Tüm bu muhteşem yenilikkarşısında bizler de sistemimizi temizlemeli ve atık maddelerden arınmalıyız. Ayısarımsağının mayıs çiçeğinin yapraklarına benzeyen yaprakları ince uzun bir sapiçinden çıkar; bu sap, beyaz, içi dışı görünen şeffaf kabuklarla sarılmıştır. Açık yeşilrenkli düz sap üzerindeki beyaz çiçek tornarı ile 30 cm kadar yükselir. Humusluçayırlarda, gölgeli, nemli dağ ormanlarında yetişir. Bitkinin sert sarımsak kokusu, kendigöze görünmeden önce uzaklardan duyulur ve kokusu, otlak Safranı (Colchicumautumnale) ve mayıs çiçeğinden ayırt edilmesini sağlar.Baharın başlangıcıyla birlikte birçok nemli koruluğun zemini ayı sarımsağının tazeyeşil yapraklarıyla bir halı gibi kaplanır. Nisan, mayıs aylarında ortaya çıkar vehaziranda çiçek açar. Ayı sarımsağının güçlü tıbbî özellikleri vardır ve ayıların kışuykusundan uyandıktan sonra, sistemlerini temizlemek için bu sarımsağı yediğisöylenir. Bildiğimiz sarımsağa göre daha kuvvetli şifası vardır. Dolayısıyla bedenselsistemin arındırılmasında kullanılan ilkbahar sağlık kürleri için birebirdir vekronikleşmiş deri hastalıklarına fayda verir.Yaprakları kurutulduğunda tıbbî özelliklerini kaybettiklerinden bahar temizliği veatıklardan arınma tedavisi boyunca taze olarak kullanılır. Ufak ufak kesilerek, tereyağısürülmüş ekmeğin üstüne serpilir, pişirmeden ince ince doğranarak çorbalara,salatalara ve maydanoz kullanılan her yere maydanoz yerine konur. Yapraklardanıspanak gibi yemek yapılabilir. Çok miktarda kullanıldığında acımsı bir tadı olduğundan,ıspanak yemeği gibi hazırlanacağı zaman ısırgan otu yaprakları ile pişirilmelidir.22Genç yapraklar çiçek açmadan önce nisan, mayıs aylarında; soğanları ise yaz sonuveya sonbaharda toplanır. Ayı sarımsağı soğanı aynı sarımsak gibi kullanılabilir. Midesihassas olan kişiler, yaprak ve soğanı ufak ufak doğrayıp üzerine sıcak süt döküp, birkaçsaat durduktan sonra bu sütü yudum yudum içmelidirler.Ayı sarımsağının kuvvetinden yıl boyunca faydalanabilmek için bir öz hazırlanır(“kullanım” talimatlarına bkz.). Günde 10-12 damla suya damlatılarak içilir. Bu damlalarhafızayı güçlendirir ve bilhassa eklem kireçlenmelerine yararlıdır.Mide ve bağırsak sistemi üzerinde çok tesirlidir. Gaz sancısı ve hatta kolik ile ilişkiliolan akut ve kronik ishallerde ve de bağırsak tembelliğinden kaynaklanan kabızlıkvakalarında son derece yardımcı olur. Ayı sarımsağı yenildikten bir süre sonra tenyave çeşitli kurtları düşürür. Yaşlı insanlarda veya aşırı yemek yiyenlerde, tembel ve aşırıdolu bağırsaklardan dolayı görülen rahatsızlıkların hepsini geçirir. Miderahatsızlıklarından kaynaklanan uykusuzluk ve kalple ilgili şikâyetlere, kireçlenmeveya yüksek tansiyondan ileri gelen rahatsızlıklara, baş dönmesi, baş bölgesindetazyik hissine ve anksiyeteye iyi gelir. Basınç yavaş yavaş azalır. Ayı sarımsağışarabı ("kullanıma bkz.) devamlı balgam ve nefes darlığından şikâyet eden yaşlılariçin harika bir şifadır. Yine en çok yaşlıların şikâyeti olan akciğerde su toplamasına daçok iyi gelir. Taze kullanılan yapraklar, böbrek ve mesaneyi temizler ve idrar akışınıartırır. Kapanmayan yaralara taze yaprakların suyu sürülürse yara hızla kapanır. Hattakalp damarı hastalıklarına bile faydalıdır.Ayı sarımsağı, bilhassa kronikleşmiş deri hastalıklarını iyi eden en iyi kantemizleyicidir. İsviçreli şifacı Kuenzle, ayı sarımsağını şöyle över: “Bütün vücudutemizler, inatçı atık maddelerden arındırır, sağlam ve sağlıklı bir kan meydana getirir vede zehirli, kötü maddeleri yok eder. Herpes ve egzaması geçmeyen, devamlı hastaolan uçuk benizli, romatizmalı ve sıracalı (skrofulose) kişiler için ayı sarımsağı altındeğerindedir. Dünya üstündeki hiçbir bitki mideyi, bağırsakları ve kanı temizlemekte budenli etkili değildir. Gençler bir çardakta açan güller gibi açıverecek ve güneşte açılançam kozalakları gibi boy vereceklerdir." Kuenzle yıl boyunca hasta ve kızarıklıklar,Herpes, sıraca ve soluk benizle dolanan, sanki mezara girmiş de tavuklarca eşelenipçıkarılmış gibi dolanan insanların Tanrı'nın bu harikulâde hediyesi ile uzun uzun tedaviedildikten sonra tamamen sağlıklı hâle gelen aileleri tanıdığını da ekler.23KULLANIMBaharat: Taze yapraklar maydanoz veya taze soğan gibi doğranarak ekmekleyenebilir, çorbaya katılabilir, salata yapılabilir veya tüm et yemeklerisoslarında kullanılabilir,Öz: Ufak kesilmiş yaprak ve soğanlar bir şişenin boğazına kadar sıkıştırmadandoldurulur ve % 38-% 40 alkolden oluşan kanyak veya diğer tahıldan üretilmealkollü içecekle doldurulur, 14 gün güneşte veya 20°lik sıcak odada bekletilir.Günde 10 ilâ 15 damla, biraz su ile içilir.Şarap: Bir avuç dolusu ince ince kesilmiş yaprak 1/4 litre beyaz şarabın içinde kısasüre kaynatılır. Bal veya şurup ile tatlandırılır, yudum yudum içilir.
 
KARACİĞER Hastalıkları ve SİROZSabah ve akşam yemeklerinden yarım saat önce birer fincan kurtayağı çayı,çok faydalıdır; siroz ve habis karaciğer hastalıklarında meydana gelen nefes darlığı,bu çay sayesinde derhal yok olur. 1/4 litre suya, bir silmeden az tatlı kaşığıhesaplanır. Acı İsveç Otları kompres olarak gün içinde dört saat boyuncauygulanmalıdır; sabah ve öğleden sonra yatakta, ikişer saat sürmesi gereken kırkkilit buhar kompresleri yapılır. Pansumanlar yapıldığında, sıcak tutulmalıdırlar!
 
KEMİK HastalıklarıKan yapıcı özelliği dolayısıyla civanperçemi çayı günde dört fincan içilir. Ayrıca,iki fincan ısırgan otu çayı, iki fincan portakal nergisi çayı da kanı temizleyici olarak,mümkünse taze olarak içilir. Her öğünde, yani günde üç defa bir çay fincanı çayıniçine bir yemek kaşığı Acı İsveç Otları iksiri ilâve edilir ve yemekten yarım saat önceve yarım saat sonra olmak üzere içilir. Günde birkaç defa civanperçemi veeşekkulağı otu hülasaları ve Acı İsveç Otları iksiri ile ovma yapılır (Her bir maddenin“Kullanım” kısımlarına bakınız). Eğer kemikte tümör varsa “tümör” başlığı altındakitedavi uygulanır. Kemik ağrıları metastazdan ileri geliyorsa, metastazınkaynaklandığı bölgeleri tedavi etmek lâzımdır.
 
MİDE HastalıklarıBöyle bir durumda, dört saat sürmesi gereken Acı İsveç Otları iksiripansumanları mide üstüne yapılır, mümkünse ve hasta dayanabilirse, bu dört saatsürmesi gereken pansumanlar ayakta, yatağın dışında iken yapılır amapansumanların sıcak kalması için üstleri sarılmalıdır. Geceleri ılık kırk kilit buharkompresleri yapılır. Ağrılar artarsa, bu kompresler hasta yatakta yatarken sabah veakşamüstü 2'şer saat sürmelidir, öğleden sonraları ikişer saat sürmesi gereken Kırkkilit pansumanları, bu sefer ayakta devam etmelidir. Ayrıca günde bir buçuk-iki litre,mümkün olursa taze toplanmış aynı miktarda ısırgan otu ve portakal nergisi çaykarışımı yudum yudum 15 dakikada bir içilmelidir. Yeni başlamış mide kanserindeekşi yonca taze suyu yukarıda içilen çaya, saat başı üç veya beş damla karıştırılırsaçok fayda verir.Harpte esir düşmüş bir askerden gelen Temmuz 1979 tarihli mektup şöyle:“1947'de esir düştüğümde hastalandım. Mide kanseri olmuşum. Doktorlar beniümitsiz kabul ettiler, ben de harika doğal otlara ümit bağladım. Isırgan otu,civanperçemi, sinir otu ve karahindiba toplayarak sıktım ve saat başı bir yudumiçtim. Birkaç saat içerisinde bir değişiklik hissettim; ilk defa, yediğim pek az olmaklaberaber midemde kalmıştı ve hemen kurtulacağımı anladım. Madem ki midemyediklerimi tutmuştu, bu bitkilere devam ederek kurtulacaktım. O zamandan beri şifalıbitkilerle ciddî biçimde ilgileniyorum ve Yaratan'ın onlara bahşettiği tıbbî özelliklerigözlemleyebiliyorum. Siz mutlaka bu şifalı bitkiler hakkındaki bilgisini paylaşarakdiğer insanlara komşuluk sevgisi göstermenin ne olduğunu bilirsiniz. Sadeceolumsuz insanlardan gelen olumsuz saldırılara kulak asmayın. Şifalı bitkiler işeyaradığında duyulan mutluluk, buna değer."
 
TİROİT BEZİ HastalıklarıBazen ebegümeci çayı, bazen de yoğurt otu çayı ile derin derin gargara yapılır.Geceleri ise aynı bitkilerin taze lapaları ile pansuman yapılmalıdır. Taze bitkileryıkanır, tahtada ezilir, yaprak lapası hâline gelince bir bezin üzerine yayılarakbağlanır. Gargaradan artan çay bitkilerini atmayın, onları biraz ısıtın. Arpa unu ile151karıştırarak tekrar ısıtıp, yeni bir lapa elde ederek bezle boyuna bağlayın. Gündüzvakti yatakta iki saat süreli, kırk kilit buhar kompresleri ve dört saat süreli Acı İsveçOtları iksiri kompresleri yapılır.Ayrıca gün boyunca, aynı miktar portakal nergisi, civanperçemi ile ısırganotunu karıştırarak hazırlayacağınız çaydan bir buçuk-iki litreyi yudum yudum için. Birgünlük çay miktarı içinden üç defa yarımşar fincan alarak, içine birer kaşık Acı İsveçOtları iksiri karıştırıp, her öğünden yarım saat önce ve sonra için, iyi gelecektir.
 
KREM VEYA YAGLAR
İki avuç dolusu bitki ince ince doğranır. 900 gr hayvan yağı kızgın hâle getirilir. Otlar
içine atılır. Kısa süre karıştırılır ve ocaktan çekilir. Üstü örtülerek soğumaya bırakılır.
Ertesi gün hafifçe ısıtılır. Bir keten bezden filtre edilerek, ılık krem önceden hazırlanan
cam kavanozlara konur.
Yağlar ise şöyle hazırlanır: bitkileri bir şişeye sıkıştırmadan, ağzına kadar doldurun.
Üstüne bitkilerin iki parmak üstüne çıkacak kadar zeytinyağı dökün. On dört gün,
güneşte veya sıcak bir yerde dursun
 
BİTKİ BANYOLARI
Tam Banyo: Bitkiler geceden soğuk suya konur. Bir banyo için, altı veya sekiz
litrelik bir kova dolusu taze veya 200 gr kuru bitki gereklidir. Ertesi sabah ısıtılır ve
banyodaki normal suya ilâve edilir. Hastanın kalp bölgesi daima suyun dışında
kalmalıdır. Yirmi dakika içinde kalın. Banyodan sonra kurulanmayın, bir bornoza
sarınarak yatakta bir saat kadar yatıp terleyin.
Yarım Banyo: Yarım kova dolusu taze bitki veya 100 gr kuru bitki gereklidir. Usul,
aynen tam banyodaki gibidir. Yalnız yarım banyoda hastanın böbrek bölgesi suyun
dışında kalmalıdır. Tekrar ısıtılmak şartı ile bu banyo sulan iki defa daha kullanılabilir.
 
ACI İSVEÇ OTLARI KOMPRESİ
Bir miktar pamuk veya temiz bez, Acı İsveç Otu şurubundan bir iki damla ile
nemlendirilerek hasta yerin üzerine konur. Ancak bu hasta kısım, mutlaka
pansumandan önce domuz yağı veya portakal nergisi kremi ile yağlanmalıdır, aksi
takdirde şurubun içindeki alkol, derinin yağını alır ve yakar. Pamuğun üstü çamaşırın
korunması için bir plâstikle örtülebilir. Sonra üstüne sıcak tutacak bir bez koymalı ve en
sonunda hepsini sıkıca sarmalıdır. Kompres, hastaya göre iki veya dört saat kalabilir.
Hatta hasta isterse, gece boyunca kalabilir. Kompres çıkartıldıktan sonra deri
14
pudralanmalıdır. Pudralanmaya rağmen deride kaşıntılar olursa, kompres süresi
kısaltılmalı veya bir süre için ara verilmelidir. Alerjik bünyeler için plâstikle örtmekten
kaçınılmalı ve sadece bezle sarılmalıdır. Deri kaşıntıları için tekrar portakal nergisi kremi
sürülür, ancak kompres öncesi yağlama unutulmamalıdır.
Bu kompresler uygulandığında yatakta yatmak şart değildir. İyi sarılırsa evin içinde
dolaşılabilir.
 
KIRLANGIÇ OTU (Chelidonium majus)
Diğer adları: Hilalliye, temre otu.
Kırlangıç otu, çiçeklerinin rengi nedeniyle basur otu (Ranunculus ficaria) ile
karıştırılır ama tek ortak noktaları budur.
Kırlangıç otunun boyu 30-80 santim arasında olabilir, sanki dal dal yapılmış gibi
duran bu bitki; mayıs ayından başlayıp sonbaharın son zamanlarına kadar yetişir.
Yaprakları meşe ağacının yapraklarına benzer, sap ve kökünden turuncu renkli koyuca
bir usare çıkar. En çok ormanların güneye bakan kenarlarını, duvar diplerini, çit
molozluklarını sever. Yaz istediği kadar kurak olsun, kırlangıç otu sapını kırdığınızda,
turuncu renkli usaresi yine de akar. Kışın ise kar altında dahi, şayet yerini bellemiş
iseniz, yine onu sapasağlam hizmete hazır bulursunuz.
Bu bitki hem kanı temizler hem kan yapar. Kırlangıç otunun ısırgan otu ve
mürver ağacı goncaları ile karıştıracak olursanız, kan kanseri hastalığında başarı ile
kullanabilirsiniz. Ancak etkili olabilmesi için bu çay karışımını günde iki litre içmek
şarttır.
66
Ciddî karaciğer hastalıkları için, homeopati yoluyla uygulandığında kırlangıç otu
en faydalı bitkidir. Kan yapıcı ve kanı temizleyici özelliği dolayısıyla metabolizmaya
çok iyi gelir. Safra, böbrek ve karaciğer hastalıklarında başarı ile kullanılır. Sarılığa
hemen tesir edecek bir ilâç istiyorsanız, kökü dahil tüm bitkiden 30 gr sap, çiçek ve
yaprağı yarım litre beyaz şarap içinde iki saat kadar dinlendirin. Ayrıca idrar çıkarırken
yanma ve batma, yanıklı ve ağrılı hemoroit ve kulak uğultusunda da bu şarabı
kullanabilirsiniz. Bu hâllerde, günde iki veya üç fincan kırlangıç çayını (kaynatmadan,
kaynar suyla haşlayarak) yudum yudum içebilirsiniz. Haricen habis deri
hastalıklarında, nasır, siğil ve egzamalarda kullanılır. Bu sıvı katarakt ve kornea
lekelerini de tedricen iyileştirir. Hatta göz kılcal damar kanamalarına da iyi gelir. Bir
kırlangıç otu yaprağını yıkayıp, bunu iki parmağınızın arasında ezerek suyunu elde
edersiniz. Elinize gelen ıslak sıviyı gözünüzü kapayarak göz kapağı kenarlarına elinizle
sürün. Gözün içine ovuşturulmasa da, göz kapağı onu göz ile kaynaştırır. Bu yöntem,
görme bozukluklarını, aşın göz yorgunluklarını ve kataraktı düzeltir. Birçok kez,
gece yarılarına kadar gelen mektupları okumak zorunda olup, gözlerimin acıdığını
hissettiğimde aynısını yaptım ve hemen rahatladım. Sadece bahçeye çıkıp bir kırlangıç
otu yaprağı alıp, elde ettiğim sıvıyı göz kapaklanma sürdüm ve yorgun gözümü
dinlendirdim. Sanki gözlerimden perde kalkmış gibi olur.
Avrupa'da bazı eczanelerde kırlangıç otundan yapılan bir hülasa satılıyor. Günde
10-15 damla, biraz su içerisine damlatılarak içilirse, bu da hastalıklara şifa verir.
Birkaç yıl önce, bir çiftçinin karısının gözünün kenarında küçük parmağının ucu
büyüklüğünde kırmızı bir şişkinlik peydah olmuştu ama hiç ağrı sızı yapmıyordu. 7-8
yıl sonra gözlük camı değiştirmeye gittiğinde, doktoru şüphelenmiş ve parça almış,
kanser teşhis edilmişti. Bu, tahmin edeceğiniz gibi, genç kadını şoke etti. Aile,
tanıdıklarımın yakını olduğundan ona kırlangıç otunu tavsiye etme şansım oldu. Şubat
ayıydı ve ılık bir kış geçiriyorduk, kırlangıç otu taptaze ve yemyeşildi. Onu kökü ile
çıkarıp bir saksıya alarak eve getirmesini söyledim çünkü günde 5-6 kere yaprağının
67
turuncu renkli suyu ile bu şişkinliği nemlendirmeliydi. Şişkinlik alt göz kapağında idi,
ona bu suyun gözüne zarar vermeyeceğini anlattım. Aslında ışınlar bu çeşit deri
kanserlerine tesir edemedikleri gibi sağlam deriye ve hatta bazen kemiklere bile zarar
veriyorlar ama doktorunun istediği gibi ayda bir kere de ışın tedavisine gitmesini
tavsiye ettim. Yılbaşından hemen önce, şişkinliğin tamamen ortadan kaybolduğunu
öğrendim. Kadın bana geldiğinde, daha kapıda bana sarılıverdi. Göz uzmanı ona ne
yaptığım sormuş. Kadın anlatınca da, “Ben ayda bir ışın tedavisi yaptım, eğer
şişkinliği bu yok etti ise, bu bir mucize," demiş. Ona ümit vermemiş olsaydım
muayenehanede gördüğü kemiğine kadar oyulmuş yaralara ve her ay ışın tedavisine
gidip gelen hastaların acıklı hâline dayanamayacağını söyledi. Şimdi hepinizden rica
ediyorum: Bu yaprağın suyu ile bu neticeyi elde etmek şansını başka tanıdıklarınıza
da verin, böylece bir insan daha bu acılı hastalığın pençesinden kurtulmuş olsun.
Gittikçe kirlenen bir çevrede yaşıyoruz ve birden ortaya çıkan deri kanserleri ve
gittikçe büyüyen siğillerle ilgili vakalar gittikçe artıyor.
Kadınların yüzlerindeki kıllar, kol ve bacaklarındaki kıllarda artma olursa, bu bir
böbrek rahatsızlığına işarettir. Hastalıktan etkile-nen yerlere sıkıştırıcıdan geçirilerek
elde edilen kırlangıç otu suyu sürülür (taze su, altı ay kadar buzdolabında muhafaza
edilebilir); bir-kaç saat işlemesi beklenir ve sonra, yumuşak bir sabunla yıkanır ve azıcık
kurumuş olan deriye portakal nergisi, papatya kremi veya kılıç otu yağı sürülür. (bkz.
“Kullanım”) Ayrıca günde 3-4 çay fincanından oluşan bir ısırgan otu çayı kürü
yapılmalıdır, yanı sıra böbreklere daha iyi kan gelmesini sağlamak için kırkkilit yarım
banyosu yapılmalıdır. (bkz. “Kırkkilit" maddesi)
Mainz, Almanya bölgesinden bir tanıdık, günlük yürüyüşlerinde kırlangıç otu suyunu
anlatıldığı gibi kendisine tatbik ederken, yıllardır kendine yoldaşlık eden köpeğinin
gözüne de bir gün şaka olsun diye sürmüş. Anlaşılan kırlangıç otu suyu köpeğin
gözlerine iyi gelmiş olmalı, çünkü sahibi ne zaman bu otun suyunu çıkarsa köpeği
hemen önüne oturup sıranın kendisine gelmesini bekliyormuş.
Kasım ayında bir konferans için Yukarı Avusturya'da idim ve gözlük kullanan bir rahip
ile tanıştım. Şubat'ta oraya tekrar gittiğimde rahip gözlüksüzdü. Anlattığına göre,
benim tavsiyemi tutmuş ve kırlangıç otu usaresini gözüne tatbik etmiş.
68
Üstelik şimdi eski gözlüklü hâlinden daha iyi gördüğünü ilâve etti. O sıralarda
kırlangıç otu yapraklarını karın altından çıkarmış olmalı. Bunu anlatmamın nedeni
kırlangıç otunun da, diğer bazı faydalı bitkiler gibi, kışın tüm bitkilerin ölü
sayıldıkları bir zamanda dahi taptaze, hizmete hazır olduğunu sizlere bir kez daha
hatırlatmaktı.
KULLANIM
Çay: Bir silme tatlı kaşığı ot, 1/4 lire kaynar su ile haşlanır.
Taze Su: Yaprak, sap ve çiçekleri yıkanıp, nemli iken mikser ile suyu
sıkılıp alınır.
Hülasa: Eczane veya aktarlardan alabilirsiniz.
Sarap: 30 gr kırlangıç otunun (kökü dahil) üstüne 1 litre beyaz şarap
dökülür, iki saat bekletilir ve sonra süzülür. Yudum yudum
kullanılır
 
Geri
Üst