Canan Karatay, halk arasında 'genetik hastalık' olarak bilinen çoğu hastalık hakkında açıklamalarda bulundu. Karatay, çoğu genetik hastalığın çevresel faktörlerin etkisiyle bozulan DNA'lar yüzünden oluştuğunu belirterek, "Annen ve baban şeker hastası diye sen de şeker hastası olacak değilsin" dedi.
Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Canan Karatay, Sözcü Televizyonu'ndaki Canan Karatay ile İyilik Sağlık programında yöneltilen sorulara açıklık getirdi. Karatay özellikle toplumda genetik olarak tabir edilen ve geçiştirilen birçok hastalık hakkında tabuları yıkan açıklamalarda bulundu."GENETİK HASTALIK YOK"
Karatay genetik hastalıkların çevresel faktörlerle oluştuğunu ifade ederek, "Genetik hastalık yok. Doğuştan olan engelli doğan çocuklar genetiktir. Sonradan olan çevresel faktörlerle ortaya çıkan hastalıklar genetiktir. Biz bunlara genetik üstü anlamına gelen epigenetik diyoruz. Tüm kimyasallar, saç boyaları, rujlar, kokular bunların hepsi çevresel faktörler demek. Bunlar hücreleri bozuyor. Genetik olarak anadan hepimiz doğal yaşamak için doğmuşuzdur. Biz hastalıklı doğmuyoruz. Sonradan çevresel faktörler, yanlış uygulamalar ve yaşamlar epigenetik hastalıklara yol açıyor." dedi.
ŞEKER HASTALIĞI ÖRNEĞİ
Karatay halk arasında oldukça yaygın olan 'annende ve babanda şeker hastalığı var, sende de çıkar' tabuyla ilgili ise "Mesela şeker hastalığı örneği. Annende babanda şeker hastalığı olacak diye sende de olacak diye bir şey yok. Kendini korursan şeker hastası olmazsın." ifadelerini kullandı.
ZEHİRLİ MADDELERİ SIRALADI: DETERJAN, PARFÜM VE DEZENFEKTANLAR
Vücuda çevresel faktörlerle alınan ağır metallerin çok büyük bir zehir teşkil ettiğini vurgulayan Karatay, "Bütün vücudumuza aldığımız ağır metallar; cıva, alüminyum, kurşun gibi maddelerdir. Bunları vücudumuza kullanılan o malzemelerden alıyoruz. Deterjan, dezenfektan, koku veya sigaraların hepsinden alınıyor.
O deterjanların içine konulan kokular var ya onlar ne biliyor musunuz? Ev hanımları o kokuyu duyunca mutlu oluyorlar. Aynı tinerciler gibi. Endüstri bunu çok iyi biliyor. O koku olmadan mutlu olmuyorlar. Bunların hepsi piyasanın algı yaratması ve eşyalarını satabilmesi için bir mekanizma. Bütün şirketler pazarlarını kaybettirmek ve artırmak için mücadele ediyor. Sağlıklı insanlar önce hasta yapılıyor, sonra ihtiyaç duyduruluyor."